Finansal Hizmetler ve Bankacılığın Ekonomisi
Paradan Para Kazanmak
Bir önceki yazımızda finansal hizmetler ve bankacılığın kısa bir tarihine göz atmış ve modern anlamda
ilk bankacılık örneklerinden Banco de Medici yi değinmiştik bu yazımızda
bankanın özelliklerine, başarılarının sebeplerine ve modern bankacılığa geçişe
değineceğiz.
Bankayı 14.yy da başarıya götüren özellikler
günümüz bankacılığında da önemli olan 3 konsepte karşılık gelmektedir.
Bunlardan ilki “Ölçek Ekonomileri” teorisidir.
Ölçek Ekonomileri Teorisi: Bir üretim ya da hizmetin daha fazla ya da geniş çaplı gerçekleştirilmesi durumunda -yukarıdaki örnekte çok sayıda kişiye kredi verilmesi- birim maliyetinin düşmesi ve maliyet avantajı getirmesi durumudur. |
Bir kişiden alınan bir
mevduatı yine bir kişiye vermek bankadan kredi isteyen alıcı için oldukça
maliyetli olacaktır. Sonuçta banka borç aldığı kişiye ödeyeceği faizi ve kendi
karını bu kredi sözleşmesine ekleyecektir. Fakat bir mevduat sahibinden alınan
para yüzlerce kişiye kredi yada borç olarak verilirse alıcı için daha hesaplı
banka için daha karlı olacaktır.
Diğer bir avantaj “Riski Bölüştürme” birçok şehirde şubelerinin olmasıdır. Burada bankanın avantajı riski farklı coğrafyalara dağıtmış olmasından geliyor. Elindeki mevduatı tek bir şehirde kredi olarak kullandırdığında o şehirde yaşanacak bir kriz tüm kredinin ödenmemesi riskini doğurabilir fakat birden fazla şehirde aynı anda kriz çıkma ve kredinin geri ödenmeme riski daha küçüktür. Banka şubelerinin yerel bir ortak tarafından yönetilmesi de bir zarar durumunda banka şube ortağını da zarara soktuğu için alınacak ve verilecek borçlarda şubenin daha özenli olması sağlanıyordu.
Üçüncüsü “Varlık Dönüştürme” Para sahibi olanlar paralarını elde tutmaktansa borç vererek faiz ile para kazanmak istiyorlardı aynı zamanda da ihtiyaçları olduğunda hemen çekmek isteyeceklerdi. Paraya ihtiyacı olanlar bankadam borç almak istiyorlardı. Banka için borç verme riskli bir işlemdi, parayı uzun süreli borç olarak veriyor fakat para mevduat sahibinin borcunu ne zaman isteyeceği belli olmuyordu.
Borç alıp verme işlemi bankaları zor bir
duruma sokabilir. Eğer bir anda çok sayıda mudi bankaya borç verdiği parayı
geri almak isterse “Bankaya Hucum” banka
ise bu paraları uzun süreli olarak borç vermişse zor duruma düşer, bu risk
bankalar tarafından her zaman hesaba katılır. Bankacılık sisteminin en büyük
faydalarından biri elinde mevduat fazlası ve mevduat eksiği olanları bir araya
getirebilmesidir.
İlk Kambiyo Senetleri
14.yy da bu uzun mesafe ticaretini finanse
etmek çok zor bir işlemdi hem süre hemde mesafe çok uzundu ve buda ticaretin
temel problemi olarak adlandırılan bir riski ortaya çıkarıyordu. Parayı yada
malı alanın ortadan kaybolması riski, bu sorunu çözmek için kambiyo senetleri denilen bir finans
aracı geliştirildi.
Kambiyo
senetleri, üzerinde ticaretin sonunda bu evrağın sahibine şu kadar para
ödeyeceğim yazan bir kağıttı. Tüccar isterse bu kağıtı bankaya giderek
bozdurabiliyor. Mal alıcıya ulaştığında alıcı borcunu bankaya
ödüyordu. Ticaret bankaları kısa sürede kambiyo senetleri üzerinde
uzmanlaştılar ve uluslararası bir piyasa oluştu. Banka tüccara kambiyo senedi
karşılığında nakit ödediğinde alıcının borcunu ödememe riskini üstlenmiş
oluyordu. Bu nedenle bankalar için kimin güvenilir olduğunu ve kime borç
verilebileceğini öğrenmek önem kazandı. Çünkü
|
Kambiyo Senedi:Bu evrakların en büyük özelliği alıcının mal geldiği tarihte şu
kadar ödeme yapacağım şeklinde söz vermesidir. Daha sonra bildiğimiz banka
çeklerine dönüşmüştür
|
bu konudaki bilgi eksikliği bankaların zarar etmesine ve
zor durumda kalmasına neden olabilir. Bankalar geri ödeme ihtimali en düşük
olan müşterilerin krediyi kendi isteyenler olduğunu bilir. Bu yüzden çok fazla
kredi talebinde bulunmak bankalar nezdinde puanınızı düşürecektir. Bir bankanın
en önemli fonksiyonu kredi verirken akıllı davranmak ve doğru müşteriyi
seçebilmektir.
Coğrafi kümelenme
Türkiye'nin en önemli finans ve ticaret merkezlerinden birisi olan İstanbul Maslak Coğrafi kümelenmeye güzel bir örnektir. |
Finansal
Hizmet veren kurumlar birbirlerinin bilgi ve yeteneklerinden
maksimum düzeyde yararlanabilmek için belli alanlarda kümelenme oluştururlar.
Bu nedenle büyükşehirlerde finans merkezleri ortaya çıkar. Ekonomistler bu
olaya “Ağ Dışsalığı teorisi” adını
veriyorlar. Mal yada hizmetlerin faydalarının, bu mal yada hizmeti kullanan
sayısının artmasıyla paralel olarak arttığını savunan bu teoride tüm finans
kuruluşları bir finans merkezi oluşturduklarında artan bu bilgi ve tecrübeden
daha fazla faydalanmış oluyorlar. 14.yy da Floransa bu kümelenmeye sahipti.
İngiltere de Londra ise taşımacılık ve kuyumculuk üzerine uzmanlaşmış
işletmeleriyle bir merkez oluşturmuştu. Günümüzde internet üzerinden online
kümelenme gittikçe artıyor.
Uzmanlaşmanın getirdiği
avantajlar sayesinde bugün pekçok farklı banka türü mevcuttur. Kimi bankalar
mevduat topluyor, tüketici kredisi veriyor, ev kredisi sağlıyor fakat bankacılıkta
en önemli konulardan biri itibardır. Çünkü bankalar mevduat fazlası olanlarla
mevduat ihtiyacı olanları birleştiren kurumlardır, kötü bir haber paniğe neden
olabilir ve bankaya hücumu tetikleyebilir. Bir bankanın iflası tüm finans
sektörünü hatta ülke ekonomisini hatta dünyayı krize sokabilir. Tıpkı Büyük Buhran da olduğu gibi…
Büyük Buhran: 1931 yılında Avusturya da faaliyet gösteren
Creditanstal Bank’ın iflas etmesinin ardından insanlar İngiliz Sterlini,
Alman Markı ve Abd Dolarının yükseleceği beklentisiyle bu para birimlerine
yönelmesi sonrasında Abd de bulunan mevduat sahipleri paralarını bankalardan
çekmeye başlamış ve Büyük Buhran olarak anılan, tüm dünyayı etkisi altına
alan bir kriz ortaya çıkmıştır.
|
Sonuç
olarak banka kurmak ciddi bir iştir. Günümüzde ülkemizde de dahil olmak üzere
kimlerin banka açabileceği ve ne tür bilgileri kayıt altına alabileceği katı
mevzuatlarla belirlenmiştir.
Ekonomi
ve Finans dünyası içerisinde Bankacılık konusuna genel hatlarıyla değinmeye ve
açıklamaya çalıştım, fakat bilmelisiniz ki bankacılık konusu genişte olsa
finansın sadece bir bölümü, Finans ihtiyacından
daha fazlasına sahip olanlarla ihtiyacından daha azına sahip olanları bir araya
getiren ve bu ilişkiyi üretkenlikle sonuçlandıran bir işlemler bütünüdür. Borsalar bu ihtiyaçları hisse senedi “sahibine sermayenin
belirli bir bölümünü temsil etme ve ortaklık haklarından yararlanma hakkı veren
evrak” Bono “alım satımı yapılabilen
borç” ve diğer enstrümanlarla birbirine bağlar.
Borsalar İstanbul Menkul Kıymetler
Borsası gibi fiziksel olarak yerleşik olan mekanlardır. Telefon üzerinden
alışveriş yapılabilen düzenlenmiş piyasalarda
vardır. Bu tür yerlerde uzun vadeli yatırımları nakde dönüştürmek kolaydır.
Emeklilik fonları, yatırım fonları, sigorta şirketleri, tasarrufları bir
havuzda toplayarak işlem masrafını ve riski minimize ederler.
|
Bankacı,
Güneş parlarken size şemsiyesini ödünç veren ve yağmur başladığı anda geri
isteyen kişidir. Mark Twain
|
21. yüzyıl bankacılık krizi:
2007
yılında başlayan küresel ekonomik kriz bankacılığın doğasını yeniden gözden
geçirmemize neden oldu. Krizin merkezinde
kaldıraç etkisi–borcun özsermaye ye
veya toplam sermaye ye oranı – ya da borç alınan para yatıyordu. 1900 lü
yıllarda bir bankanın varlıklarının yaklaşık %75 i alınan borç ve
mevduatlarla finanse ediliyordu. 2007 yılında ise bu oran %99 lara kadar
çıkmıştı. Bankaların daha fazla kar etmek için yaptığı riskli yatırımlar ve
türev ürün merakı bu kaldıraç etkisini ve beraberinde getirdiği riskleri
arttırdı. Krizin, bankacılık kurallarının ciddi oranda bozulduğu bir dönemde
ortaya çıkması ise sürpriz olmadı. Yeni finans araçları getirdiği yüksek kar
beklentileri ile yoğun ilgi gördü fakat bu işler düşüldüğü gibi gitmeyince bu
işten gerçekten zarar görenler fakir Amerikan vatandaşlarına ev kredisi veren
finans kurumları ve bu kurumların
bono ve hisse senedi gibi finans araçlarını elinde bulunduran yatırımcılar oldu
|
Yorumlar
Yorum Gönder